19 Mayıs 2018 Cumartesi

Konjenital Dev Kıllı Nevüsler



Doğumsal dev nevüsler adından da anlaşıldığı gibi dünyaya yeni gelen bir bebeğin vücuduna göre çok büyük kabul edilebilecek koyu renk bir ben ile doğmasıdır. Akademik makalelerde bu durumun görülme sıklığı hakkında pek çok bilgi olsa da bir ailenin böyle bir lezyonla doğan bebeği olduğunda bu istatistiklerin artık bir önemi kalmaz. Ailenin tek istediği bu benin bir şekilde ve mümkün olabildiğince en kısa sürede alınmasıdır.
Ailenin öncelikli olarak estetik kaygılarla alınmasını talep ettiği lezyonun kişinin hayatı boyunda % 2-4 oranında kötü huylu kansere dönüşme riski de olduğundan bu lezyonların tıbbi olarak da alınması gereklidir. Özellikle takip sürecinde renk değişikliği, üzerinde açık yara oluşması, şekil değişikliği veya tomurcuklanma olması durumunda lezyonun çıkartılma işleminin daha acil yapılması, tamamı çıkartılamıyor ise örnek biopsi yapılıp değişikliğin mikroskobik incelme ile değerlendirilmesi gereklidir.
Benlerin alınma işlemindeki en önemli sorun cerrahi olarak lezyonun alınmasını takiben oluşan deri eksikliğinin kapatılmasıdır. Küçük lezyonlarda derinin esnekliğinden faydalanarak oluşan boşluk kapatılabilirken biraz daha büyük olanlarda çevredeki dokuların kaydırılması ile sorun çözümlenebilir. Ancak dev nevüslerin alınması esnasında oluşacak deri eksikliği bu yöntemler ile kapatılabileceğin çok üzerindedir. Bu sebeple dev nevüslerin parça parça farklı seanslarda çıkartılması veya oluşan deri eksikliğini vücudun başka bir bölgesinden alınacak deri nakli (greftleme yöntemi ile) kapatılması gerekir. Doğumsal dev nevüslerin çok büyük olup vücudu bir mayo gibi sardığı nadir durumlarda ise hem greft olarak alınabilecek sağlam deri miktarı çok az olmakta, hem de deri grefti ihtiyacı daha fazla olmaktadır. İşte bu grup hastalarda sağlam derinin altına silikon balonların boş olarak konulup zamanla yavaş yavaş şişirilerek mevcut sağlam derinin genişletilmesi gerekli olur.
 
Kök hücre teknolojisinin yakın zamanda daha yaygın kullanılması ile deri eksikliği olan hastalara deri üretilmesi mümkün olabilecek olsa da henüz deneysel olan suni deri uygulamaları bu hasta grubunda henüz rutin kullanılabilen bir teknik değildir.
Hepinize sağlıklı günler dilerim.

Prof. Dr. Halil İbrahim CANTER
Estetik Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı
www. estetikcerrahi.blog


Hiç yorum yok :

Yorum Gönder