28 Şubat 2016 Pazar

Yanık İzleri İçin Ne Yapabilirsiniz?


Yanık insanların hayatını derinden etkileyen, hem fiziksel hem de ruhsal izlere yol açan bir travmadır. Yanık hastalarının önemli bir kesimi doğru önlemler alınarak ve iyi bir yanık bakımı ile kendiliğinden iyileşse de derin ve yaygın yanık travması olan kişiler ömürlerinin kalan kesiminde yanığa bağlı sorunlarla mücadele etmek zorunda kalır.

Tecrübeli bir cerrah yanık alanına ve yanığın derinliğine (ilk yanık anında oluşan derideki doku hasarına) bakılarak yanığın kendi kendisine iyileşmesi halinde ne kadar iz kalacağını önceden tahmin edebilir. Yanık alanının kendiliğinden iyileşmesi uzun zaman alacak hastalarda, hayatı tehdit edecek derecede geniş yanığı olan hastalarda, derinin tamamının yandığı ve kendiliğinden iyileşme şansının olmadığı durumlarda ve kimi zamanda nihai estetik sonucu arttırmak amacıyla akut yanıklarda cerrahi önerilebilir. Bu amaçla;
  • Deri aşıları/yamaları (Deri greftleri) yapılması
  • Deri replasman materyellerinin (hayvan kaynaklı deri uygulamaları, hücrelerden arındırılmış deri iskeleti uygulanması, kök hücre kaynaklı deri replasman materyelleri gibi) kullanılması
  • Doku nakillerinin (flep cerrahisi) yapılması


Bazı hastalar yanık yaraları kapanıp neticesinde kalan izler nedeni ile başvurur. Bu hastalarda en önemli kriter yanık izlerinin fonksiyonel sorunun yaratıp yaratmadığıdır. Kol, el ve parmak hareketlerini etkiliyor mu? Boyun ve yüzde çekintiler var mı? Göz kapaklarının kapanmasına engel oluyor mu? Memelerin şeklini bozuyor mu yada ileride gelişecek memelerin gelişmesini olumsuz etkileyecek mi? Bu hastalarda öncelikli tedavi planı bu sorunların çözülmesi yönünde çekintilerin açılması (skar revizyonları veya z-plastiler), gerekirse deri yamaları, cilt altına doku genişletici balonların uygulanması ve/veya doku transferleri ile doku eksikliklerinin tamamlanmasıdır.


Fonksiyonel bir sorun oluşturmayıp izler sadece kozmetik sorun oluşturuyorsa daha konservatif yöntemler ile yanık izleri (yanık bağlı gelişen nebbe dokuları) azaltılmaya çalışılabilir. Bu amaçla;
  • Silikon jeller ile masaj ve/veya silikon yamaların yanık korseler ile birlikte kullanılması
  • Yanık izlerine steroid kremlerin uygulanması veya izlere steroid enjekte edilmesi
  • Karbondioksit lazer ile izlerin yumuşatılması ve renginin açılması
  • Yağ enjeksiyonları ile cilt altı doku eksikliklerinin tamamlanması
  • Hücresel tedaviler (kök hücre içeren hücre kokteylleri veya deri hücreleri içeren hücre spreyleri gibi) ile yanık izlerinin yüzeylerini daha düzgün hale getirmek 



Ancak, unutmamak gerekir ki, bir yanık izini tümüyle yok etmek mümkün değildir ve nelerin elde edilebileceği işlem öncesi ayrıntıları ile konuşulmalıdır.

Sağlıklı günler dileklerimle.


Prof. Dr. Halil İbrahim CANTER

Estetik Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı
www.ibrahimcanter.com
bilgi@ibrahimcanter.com
youtube.com/ibrahimcanter
plus.google.com/+ibrahimcanter
Google.com/+ibrahimcanter

Örümcek Ağı Yapıyor Musunuz?



Bu soruyu ilk önce kız kardeşim sormuştu. Yöntemi duymadığımı ama araştıracağımı söyledim. Kısa zaman içinde aynı soru ile çok sık karşılaşınca adı geçen yöntemin ne olduğunu anlamak için hızlı bir araştırma yaptım. Sonrasında da Örümcek Ağı yönteminde kullanılan balık kılçığına benzeyen ipleri ülkemizde pazarlayan firmanın temsilcisinin çalıştığım kuruma geleceği, ürünü tanıtacağı söylenerek çalıştığım hastanenin yönetimi tarafından toplantıya davet edildim. Asıl istenilen toplantıda anlatılacakları dinleyip sonrasında kendilerine görüşümü bildirmemdi.

Herhangi bir ön yargım olmadan sunumu yapan kişiyi dinledim. Firma temsilcisi "Bizim iplerimiz bundan önceki dönemde uygulanan çentikli iplerden tamamen farklı. Kullandığımız ipler sizlerin ameliyatta kullandığınız, cilt altında eriyen iplerin ham maddesi ile aynı. Burada asıl amaç dokuları bu ipler ile asmak değil. Asıl etki bu ipler dokularda erirken doku içerisinde bağ doku miktarını arttırmak, bu sayede ciltte sıkılık sağlamak." dedi. Sunumu yapan kişiden konu ile ilgili yapılmış bilimsel makaleleri istediğimde bana piyasada bu işi yapan bir kaç hekimin adını saymaya başladı. "Beni yanlış anladınız. Bu ipleri kullanarak para kazanan hekimlerin adını sormadım. Sizden bilimsel dergilerde yayınlanmış tıbbi makaleleri rica ediyorum." dedim. Ancak aldığım cevap daha çok sorumu geçiştirme yönünde oldu. Sonuçta misafiri mahcup etmemek adına ısrarcı olmadım.

Hastane yönetimi toplantı sonrası "İpleri alalım mı? Çok moda olmuş, kullanır mısınız? " dediğinde "Kullanacak hekim arkadaşım olur ise alın tabii. Ancak ben şimdilik kullanmayacağım. Önerilen sistemin güvenli olduğuna dair bir bilgi literatürde yok. Kendi kişisel tecrübemde cilt altı dikişlere zaman zaman reaksiyon geliştiğini görüyorum. Bu büyük bir ameliyatta önemsiz bir komplikasyon olabilir. Ancak sırf estetik amaçla başvuran ve minimal girişimi talep eden hasta grubunda bu önemli bir komplikasyon olur. Ben şahsen yöntemin geç dönem sonuçları yayınlanmadan kullanmayı düşünmüyorum." dedim.

Aynı amaca hizmet edecek bir çok farklı yöntem varken, medya tarafından popülerize edildi ve yaptırmak isteyen çok fazla kişi var diye, güvenilirliği konusunda şüphelerimin olduğu bir işlemi sırf para kazanmak için yapmayı kendime yakıştıramadım. 
Bu hem böyle oldu, bundan sonra da böyle olacak. Benim aklıma yatmayan, bilimsel gerçekliği kanıtlanmamış hiçbir yöntemi kullanmayacağım. Yöntemi kullanan hiç bir hekimi ya da yaptıran kişileri eleştirmiyorum. Sadece yöntemin geç dönem sonuçlarını bekleyeceğim diyorum.

Her türlü tıbbi yöntem ilk çıktığında hemen olumlu etkilerine yönelik şehir efsaneleri yayılır. Ancak yöntem bir süre kullanıldıktan sonra tıbbi dergilerde adı geçen yöntemlerin riskleri, etki süreleri, olası komplikasyonları hakkında yayınlar çıkmaya başlar.

Unutmayın. Tıraş olurken kullanılan iki jiletli tıraş bıçakları ilk çıktığında reklamlarında sakalı tamamen alıyordu. Sonra aynı iki jiletli tıraş bıçaklarının oynar başlıklıları çıktı. 
Daha sonra reklamlarda eski, sadece iki jileti olan tıraş bıçakları sakalı düzgün kesememeye, oynar başlıklı iki jiletli tıraş bıçakları tamamen sakalı kesmeye başladı. O zaman ilk reklam ile kandırılmış mıydık? 
Zaman geçince üç jiletli tıraş bıçağı reklamda sakalı tam kesmeye, iki jiletli oynar başlıklı kesememeye başladı. Sonra da üç jiletli oynar başlıklı tıraş bıçağı reklamda sakalı tam kesmeye başladı. 
Her reklamda ne hikmetse bir önceki versiyon sakalı tam kesemiyordu. 
Şimdi akıllı bir tüketici olarak bunu görüp sorguluyoruz da neden hekiminize "Bu ipler çıkmadan evvel ne vardı? Bunlar yeni mi bulundu? Bundan önce ne yapıyordunuz? ya da Bundan önce yapılan teknikleri siz hali hazırda yapabiliyor musunuz?" diye sormuyoruz. Sanırım iş estetik girişim ve güzelleşme olunca biraz aklımızı da tatile yolluyoruz.

Hepinize güzellik amacıyla önerilen işlemleri yaptırmadan önce daha çok sorguladığınız, daha sağlıklı günler dileklerim.



Prof. Dr. Halil İbrahim CANTER

Estetik Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı

26 Şubat 2016 Cuma

Yanık Sonrası Ne Kadar İz Kalacak?


İnsanlık tarihi boyunca yanığa bağlı yaralanmalar hep olmuş ve maalesef hep de olacaktır. Yanık çoğu zaman önlenebilen kazalar sonucunda oluşan, kişilerin bedenlerinde ve ruhlarında iyileşmesi uzun zaman ve emek gerektiren yaralar açan bir travmadır. Zaman zaman hastanın hayatını tehdit edecek düzeyde yaygın ve derin yanıkları olan hastalar ile ilgilensem de genelde başvuran hastalarımın önemli bir kısmı evde sıcak su/çay dökülmesi sonucu oluşan yüzeyel yanıklı hastalardır.

Bu hastaların önemli bir kısmı evde büyüklerinin bir anlık dikkatsizliği sonucu yanan küçük çocuklardır. Anne babaların belki biraz da suçluluk duygusunun da etkisi ile en sık sordukları şey "Çok iz kalacak mı?" sorusudur.

Hasta yakınlarına anlatmaya çalıştığım gerçek: İlk anda oluşan yanık ne kadar derin ise o kadar belirgin iz kalacaktır. Ancak bu yanığın üzerine bir de -enfeksiyon eklenir ise- derideki hasar artacağı için kalacak olan iz de artar. Bu sebeple yanık pansumanı titizlik ve özen gerektiren bir konudur. Yanık pansumanlarının steril şartlarda ve olabildiğince yarayı en hızlı iyileştirecek önlemler alınarak yapılması gerekir.

Sıcak su dökülmesi sonucu olan yaralanmalarda -ilk yapılması gereken- yanan bölgenin olabildiğince hızlı soğutulması (örneğin -kıyafetlerin çıkartılması için bile zaman kaybetmeden- üzerinde derhal su dökülmesi), sonrasında ise eş-dost-tanıdıkların önerdiği tedaviler yerine yetkin bir Plastik Cerrahın takip ve önerilerine uyulmasıdır. Olmuşla ölmüşe çare yok. Ancak durumu daha da kötüleştirecek, yaranın enfekte olmasına neden olacak veya yaranın irritasyonunu arttırarak iyileşmesini geciktirecek işlemlerin yapılmaması erken dönemde dikkat edilmesi gereken en önemli adımlardır. 

Sağlıklı günler dileklerimle.


Prof. Dr. Halil İbrahim CANTER

Estetik Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı