30 Haziran 2016 Perşembe

Yara İzi Nedir? Neden oluşur?


Deri bütünlüğünün bozulduğu her türlü yaralanma yara oluşumuna neden olur. Derinin tam kat yaralandığı her durumda az ama çok mutlaka skar dokusu (nebbe dokusu, yara izi) bırakarak iyileşir. Kalacak skar dokusunun miktarı ve kalitesi estetik sonucu belirler. Yara ne kadar hızlı, enfeksiyon kapmadan kapatılabilir ise sonucu da o denli iyi olacaktır. Bu aşamada ile yaranın kendiliğinden iyileşmesi, yara kenarlarının karşılıklı dikilmesi, deri yada doku aktarımları ile yaralı bölgenin kapatılması tercih edilebilir. Hangi nedenle olursa olsun, hangi yöntemle yara kapatılırsa kapatılsın onarım bölgesinde bir tamir süreci başlar; yara izinin son halini alması 1-2 yıl sürer. Zamanla yara izi ten rengine döner, başlangıçta hissedilen sertlik yumuşar ve daha düzenli hale gelir, ancak iyi veya kötü mutlaka bir iz kalır.

Yara oluştuktan sonra vücutta doğal bir iyileşme süreci başlar. Uygulanan tedavi nihai sonucun daha iyi olmasına katkı sağlasa da bu süreci değiştiremez. Bu sebeple bir yara izi oluştuğunda izin zamanla değişeceği bilinmeli ve sabırlı olunmalıdır.

Hepinize sağlıklı günler dilerim.

Prof. Dr. Halil İbrahim CANTER

Estetik Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı
Google.com/+ibrahimcanter

Güneşlenme Takvimi varmış...


Bu yazının sizlere ulaştığı sosyal medyadan bana da gün boyunca pek çok yazı ulaşıyor. Hepsini okumaya zaman bulamasam da geçen gün gelen bir tanesi dikkatimi çekti. ‘‘GÜNEŞLENME TAKVİMİ’’ isimli yazı.

Yazı dikkatlice okunur ve içindeki bilgiler irdelenir ise bulunduğunuz yerin coğrafi koordinatları da göz önüne alınarak gün içinde sadece 20 dakika güneşlenerek D vitamini eksikliğinden sakınılabileceğini belirten bir yazı. Hatta yazının kaynak olarak gösterdiği orjinal yazıda; ‘‘Uygun koşullarda güneşe maruz kalmak sağlığınız açısından iyi olabilir ancak doğru şekilde güneşe maruz kalmazsanız sağlık aşısından fayda sağlamadığınız gibi cilt kanseri riskiniz de arttırırsınız.’’ yazıyor. (Safe sun exposure is essential for optimal health, but incorrect exposure can raise your risk of skin cancer while not providing any health benefits.)
 
Buraya kadar her şey iyi de yazıyı okuyan kaç kişi yazılanların içinden bu bilgiyi doğru şekilde alabildi. Adı geçen yazı ‘‘Biz yıllarca pek çok doktorun önerdiği gibi saat 11:00 ile 16:00 arasında güneşlenmedik. Güneşlendiğimiz zamanlarda da yüksek koruma faktörlü koruyucu kremler kullandık. Sanırım % 90 dan fazlamız da bu şekilde güneşlendi ve halen güneşlenmeye devam ediyor.’’ şeklinde bir paragraf ile başlıyor. Devamında Prof. Dr. Canan Karatay’a ve Prof. Dr. Ahmet Aydın’a atıfta bulunarak öyle saatlerinde güneşlenin diye devam ediyor. Sonrasında da bulunduğunuz coğrafyada hangi saat aralığının size iyi geleceğini nasıl hesaplayacağınızı anlatarak devam ediyor.

Ben yurdum insanını tanıyorsam bu yazıya şöyle bir göz atan pek çok kişi ‘‘Yahu bunca zaman bize yanlış söylemişler. Güneşlenmek zararlı değilmiş, güneş kremlerine de ihtiyaç yokmuş. Hatta güneş kremi kullanmak sağlık açısından zararlıymış.’’ diye yorumlar. Kimse de oturup bulunduğu enlem boylamı hesaplayıp günün hangi 20 dakikasında güneşe çıkacağını, günün kalan kısmında güneşten nasıl korunacağını kafasına takmaz.

Ben şahsen diyetisyen değilim. Vitamin D eksikliği için hangi besinleri ve sıklıkla alınması gerektiğini de bilmem. Ama Ayla Çelik’in bu sıralar moda olan Bağdat şarkısında dediği gibi ‘‘Ben malign melanomu gözüm kapalı tanıyabilirim.’’ ve önceki pek çok yazımda vurguladığın gibi malign melanom oluşmasındaki en önemli etkenin kişilerin hayatları boyunca maruz kaldıkları ultraviyole (UV) ışıma miktarıdır. Korunmanın da en iyi yolu güneş kremlerinin bilinçli ve akılcı kullanımıdır.

Hepinize sağlıklı günler dilerim.

Prof. Dr. Halil İbrahim CANTER

Estetik Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı

28 Haziran 2016 Salı

Malign Melanomda Risk Faktörleri Nelerdir?


Bir önceki yazımda malign melanom oluşmasındaki en önemli etkenin kişilerin hayatları boyunca maruz kaldıkları ultraviyole (UV) ışıma miktarı olduğunu vurgulamıştım. 

Ancak kişilerdeki melanom oluşmasına neden olan bazı negatif özellikler onları diğer yüksek risk grubuna koyar. Bu özellikler;
  • Değişen nevüslere sahip olmak

o Asimetri: Nevüste asimetri gelişmesi
oSınır düzensizliği: Nevüsün dış kenarlarının girintili çıkıntılı hal alması
oRenk değişikliği : Nevüsün renginin siyah kahverengi, mavi, kırmızı renge dönüşmesi veya etrafında beyaz renk değişiklikleri göstermesi,
oÇapı: Nevüsün en uzun çapının 6 mm’den daha fazla olması
oYüksekliği: Nevüsün normal cilt seviyesinden kabarması veya yükselmesi
  • Çok fazla yaygın nevüslere sahip olmak
  • Atipik (veya dysplastic) nevüslere sahip olmak
  • Dev konjenital nevüse sahip olmak
  • Daha önce bir başka melanoma sahip olmak
  • Vücudunda erişkin veya çocukluğundan itibaren çilleri olmak
  •  Güneşe fazla maruz kalmak
  • İmmunosuppression tedavisi altında olmak
  • Güneşe hassas fenotip deriye sahip olmak
  • Xeroderma pigmentosum hastalığı
  • Familial atypical mole melanoma syndrome (FAMM)
  • Birinci derece yakınlarında melanoma teşhisi olması (FAMM sendromu hariç)

Malign melanom hastalarının % 5 ile 10’unda ailesinde bir başka kişide aynı hastalık vardır. Ailesinde malign melanom olan kişilerin diğer normal insanlara göre 2.2 kez daha fazla oranda malign melanoma yakalanma riski taşırlar. 

Mavi gözlü, açık veya kırmızı renkli saç ve ten rengi soluk olan kişilerin malign melanoma yakalanma riski diğerlerine göre daha yüksektir. Saç rengi, göz renginden daha önemli bir risk faktörüdür. 
Değişen veya değişiklik gösteren bir nevüs melanoma için en önemli risk faktörüdür. Mevcut nevusun boyutunda, şeklinde ve renginde değişme, kanama veya kaşıntının başlaması malign melanom hastalarının % 80’inde vardır. 

Hepinize sağlıklı günler dilerim.

Prof. Dr. Halil İbrahim CANTER

Estetik Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı
Google.com/+ibrahimcanter

27 Haziran 2016 Pazartesi

Derinin En Tehlikeli Tümörü Nedir?


Malign melanom derinin en tehlikeli malign tümörüdür. Son yıllarda en hızlı artış gösteren insan malign tümörleri arasında ilk 8 sıra içinde yer alır. Derinin üst tabakası olan epidermis’in bazal tabakasındaki melanosit adı verilen hücrelerden gelişir. Malign melanoma nevüslerden gelişebileceği gibi konjenital dev nevüs, atipik veya “dysplastic” nevüs, melanoma in-situ gibi premalign lezyonlardan da gelişebilir. 10 ila 15 yıl süre ile mevcut olan premalign lezyon malign özellik kazanana kadar 3-6 cm çapa ulaşabilir. Olguların sadece %8 ile %10’unda görülür.
 
Malign melanom oluşmasındaki en önemli etken kişilerin hayatları boyunca maruz kaldıkları ultraviyole (UV) ışıma miktarıdır. Ancak UV ışımanın miktarı tek başına belirleyici değildir. Kişilerin genetik yapıları (cilt yapısı ve rengi) de güneşe karşı olan toleransı belirler. Aynı miktarda ışımaya maruz farklı bireylerde etkinin farklı olmasının sebebi de budur. Bu sebeple kişilerin çocukluktan itibaren hayatı boyunca güneşten korunması  (örtünmesi, güneş kremi kullanması vs) önemlidir.

Hepinize sağlıklı günler dilerim.

Prof. Dr. Halil İbrahim CANTER

Estetik Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı