17 Haziran 2016 Cuma

Kök Hücreler ile Zenginleştirilmiş Dolgu Amaçlı Yağ Enjeksiyonları


Yapılan tüm estetik girişimlerde amaç doğal güzelliğin restore edilmesi olmalıdır. Abartılı görünümler, doğal olmayan uygulamalar dikkatleri yaptıran kişinin üzerine toplasa da sonuçların güzel olarak tanımlanması çoğu zaman mümkün değildir.

Estetik amaçla uygulanan dolgu uygulamalarında da durum farklı değildir. Özellikle yaşlanmanın bir sonucu olan yüzdeki hacim kayıplarını yerine koymak amacıyla yapılan dolgu uygulamaları abartıya kaçmadan yapılması gerekir. Öte yandan hastalar tekrar tekrar dolgu yaptırmamak için kalıcı dolgu uygulamalarını tercih etmektedir.

Kalıcı dolgular doğru uygulanıp uygulandıkları anda harika bir estetik sonuç sağlasalar dahi seneler içerisinde yüzdeki değişikliklere uyum sağlayamazlar. Kırk yaşında yaptırılan bir dolgu ile dolgun dudaklar elde edilip güzel bir estetik sonuç elde eden kişi elli-elli beş yaşına geldiğinde dudaklarının aynı dolgunlukta olmasını istemeyecektir. Yüzünün yaşlanan diğer kısımlarına adapte olmayan dolgun dudaklar sakil durmaya başlayacaktır. Kalıcı dolgular ile uygulandığı dönemde sorun olmasa dahi zaman içinde memnuniyetsizlik oluşması riski vardır.

Kalıcı dolgu amacıyla kişinin kendi yağ dokusu kullanıldığında (yağ greftlemesi veya yağ enjeksiyonları) ise durum farklıdır. Uygulanan yağ hastanın kendi dokusu olduğu için asla yan etki göstermez. Uygulandığı bölgeye adapte olduğunda ise kişi kilo alıp verdiğinde bu yağ dokusu da artar veya azalır. Kişi yaşlandıkça yüzündeki diğer dokulara paralel değişiklikler göstererek uygulandığı zamanki doğan görünümünü sürdürür.
Yağ greftlemesi ile yapılan dolgu işlemlerini diğer dolgu uygulamalarından bir diğer özellik ise içerdikleri kök hücrelerin yarattığı etkidir. Yağ dokusu vücutta bilinen en zengin kök hücre kaynağıdır. Bu sebeple her yağ greftlemesi işlemi potansiyel oalrak aslında kök hücre transferidir de. Yağ greftlemesi sonrası işlemin hacim kazandırıcı etkisi derhal gözlemlenirken kök hücrelerin etkisi ile oluşan doku yenilenmesi (gençleştirici etkisi) aylar içerisinde belirginleşir. Uygulama yapılan yüz bölgesindeki cilt daha canlı daha parlak bir görünüm kazanır.
Yağ greftlemesi yapılırken ki en önemli sorun uygulanan yağın ne kadarının uygulandığı bölgede kalıcı olup ne kadarının emileceğinin önceden kestirilemiyor olmasıdır. Özellikle her iki tarafa işlem yapılan hastalarda bir taraftaki emilme diğerinden fazla olur ise asimetri gelişmesi riski olacağından tekrarlanan işlemlere ihtiyaç duyulabilmektedir. Ayrıca tek seferde konulabilecek yağ miktarı da sınırlıdır. Bu sebeple yüksek hacimde dolgu yapılması gereken durumlarda birden fazla seans yapılması kaçınılmaz olmaktadır.

Son yıllarda bu sorunlar da yağ greftlerinin kök hücre içeren hücre kokteylleri ile zenginleştirilmesi ile önemli derecede aşılmıştır. Yağ dokusuna daha fazla kök hücre konularak hem tek seferde konulabilecek yağ miktarı arttırılabilmiş hem de uygulanan yağın daha yüksek oranda uygulandığı yerde kalması sağlanmıştır. Daha fazla kök hücre uygulanabilmesinin soncunda erken dönemde sağlanan hacim kazandırıcı etki daha kalıcı olurken geç dönemde gözlemlenen rejeneratif etki de daha belirgin olmaktadır.
Kök hücre elde etme ile ilgili yöntemlerin daha yaygın kullanılması zaman içinde maliyetleri de düşürdüğünden kök hücre ile zenginleştirilmiş yağ enjeksiyonu işlemi daha sık yapılmaya başlanmıştır.
Sağlıklı günler dilerim.

Prof. Dr. Halil İbrahim CANTER
Estetik Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı


Hiç yorum yok :

Yorum Gönder