21 Ekim 2016 Cuma

Lazer İle Kılcal Damar Varisleri Tedavi Edilebilir Mi?


Lazer İle Kılcal Damar Varisleri Tedavi Edilebilir Mi?

Blok sayfamda sizlerle elimden geldiğince hastalarımın bana sıkça sorduğu sorulara verdiğim cevapları paylaşıyorum. Bugün de yine böyle bir konuda bir şeyler yazmaya çalıştım. 
Uzun zamandır yüz gençleştirme ve yara izi tedavi amacı ile çalıştığım kurumdaki fraksiyone karbondioksit lazeri kullanıyorum. Kurumda lazer olduğunu bilen pek çok hasta da ‘‘Hocam kılcal damar varislerim var. Onlara da lazer yapar mısınız?’’ diyerek geldiler. Yakın zamana kadar kuruma ikinci lazer cihazı (uygun olan cihaz) gelinceye kadar tüm bu hastaları refüze edilip, neden işlemi yapamadığımı uzun uzun anlatmak zorunda kaldım. 

Lazer cihazları sadece bir dalga boyunda ışık üreten, ürettiği ışığı yapısındaki gelişmiş mercekler sayesinde belirli bir noktaya odaklayabilen ve hedefe yönlendirilen ışığın içerdiği enerjiyi ayarlayabilen yüksek teknoloji cihazlarıdır. Bu klasik tanım, kişileri (danışanları veya hastaları) etkileyen, yapılacak işlem için ikna olmalarını kolaylaştıran bir tanımdır. 
Oysa bu tanımdan hekim olarak benim anlamam gereken nokta; ‘‘lazer cihazları sadece bir amaç için üretilen, üretildiği amaç dışında kullanılamayan, yüksek yatırım maliyeti gerektiren ve yapılan maliyetin kendisini ancak uzun dönemde amortise edebileceği cihazlardır.’’ olmalıdır. Yüne bu tanımdan hastaların anlaması gereken ise; ‘‘lazer cihazları sadece bir amaç için üretildiğinden ancak doğru lazer ile tedavi edilirsem fayda görebilirim.’’ olmalıdır. Bir başka deyişle istenmeyen kılları yok eden epilasyon lazeri ile yüz gençleştirilmez yada dövme silen lazer ile damar hastalıkları tedavi edilmez. 
Sonuçta damar içindeki kan hücrelerindeki kırmızı renk tarafından emilerek ısıya dönüşen ışık enerjisi yayan lazerler (Nd:YAG lazer) kullanılarak kılcal damar varisleri ve damar anomalilerine bağlı derideki renk değişiklikleri tedavi edilebilir. Damar hastalıkları için özel olarak üretilmemiş lazerlerin bu amaçla kullanılması ise istenilen etkiyi yaratmayacağı gibi kimi durumlarda zarar dahi verebilir. 
Hepinize sağlıklı günler dilerim.

Prof. Dr. Halil İbrahim CANTER
Estetik Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı

11 Ekim 2016 Salı

Estetik Ameliyatlarda Komplikasyon Riski Var Mıdır?


Günümüzde estetik işlemler için başvuran danışanların hemen hepsi medyadan yada arkadaşları vasıtasıyla yaptıracakları işlemler hakkında ön fikir sahibi olarak gelmektedirler. Ancak görüştüğüm bilinçli insanların ortak şikayeti internette işlemlerin avantajlarını ve iyileşme sürelerini içeren bilgilere kolaylıkla ulaşabildikleri halde olası işlemlerin olası riskleri ve işlemlere bağlı gelişmesi muhtemel komplikasyonlar hakkında yeterli bilgi bulunmaması yönünde olmakta. İşin ilginç yanı kozmetik işlemler hakkında hemen her gün tanıtıcı yayınların olduğu medyamızda da bu işlemlere yönelik risklerden hiç bahsedilmiyor olması. Belki de insanların hep ayın parlak tarafını görmek istemeleri ve günümüz koşullarında ayın parlak kısmını gösterenlerin bu yolla daha fazla kar etmeleri tüm bunlara sebep olmakta. 
Ayın aydınlık tarafını göstermek daha akılcı gözükse de bugün ben sizlere ayın karanlık tarafını gösterip, kozmetik cerrahinin olası risklerinden  bahsetmek istiyorum. 

Öncelikle her cerrahiden sonra olabilecek yara enfeksiyonu, ameliyat sonrası umulmadık kanama, yara izlerinin beklenenden çok olması, dokularda dolaşım sorunu yaşanması, hastanede kalma ve/veya iyileşme sürecinin uzaması, uygulanan ilaçlara alerjik reaksiyonlar gelişmesi, anesteziye bağlı sorunların yaşanması gibi belki şimdi aklıma gelip sıralayamadığım sorunların estetik ameliyatlardan sonra da yaşanabileceğini unutmamak lazım. Ameliyat öncesi dönemde estetik ameliyatların estetik kısmına odaklanırken ameliyat kısmını göz ardı etmemelidir. Ama az ama çok her ameliyatın bir iyileşme (nekahat) döneminin olacağını, bu dömende günlük yaşantımızda veya iş hayatımızda bazı kısıtlamaların olacağını akılda tutmamız gerekmekte. 
Estetik işlemlerin genelindeki risklerin dışında bir de planlanan işlemin özelinden kaynaklanan riskler olabilir. Bu sebeple planlanan her işlem için hekiminizle detaylı görüşme yapmanız, olası riskleri tam olarak anladığınızdan emin olmanız gerekir. Ayrıca beklentilerinizin ve hekiminizin sizlere sunabildiği sonuçlar ile örtüşüp örtüşmediğini değerlendirmeniz önemlidir. 

Estetik ve plastik cerrahi hastalarında hasta güvenliğini en üst düzeyde tutmak için gereken 4 unsur;
1.  Hasta için en uygun, en az sayıda işlemin yapılması
2.  Hastanın özelindeki risk faktörlerinin iyi değerlendirilmesi
3.  İşlem yapacak cerrahın yeterliliği
4. İşlem yapılacak merkezin tüm teknik donanıma ve profesyonel kadroya sahip olması

Hepinize sağlıklı günler dilerim.

Prof. Dr. Halil İbrahim CANTER
Estetik Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı