24 Temmuz 2017 Pazartesi

Yayınımız alanında 2016’nın En İyi Bilimsel Yayını Seçildi


Bu blogda yayınladığım yazılar içerisinde en çok okunan yazılardan birisi blogda yayınladığım ikinci yazı olan ‘‘30 Aralık 2015'de belki yılınen anlamlı hediyesini aldım’’ başlıklı yazımdır. Bu yazımda Haziran 2012’de aklıma gelen bir fikrin bilimsel olarak nasıl bir süreçten geçerek Plastik Cerrahi literatüründeki en prestijli derginin Ocak 2016 sayısında yayınlandığını ve bunun bana nasıl bir mutluluk verdiğini anlatmıştım. ‘‘Plastic and Recosntructive Surgery’’ dergisi American Society of Plastic Surgeons derneğinin resmi bilimsel yayını olup dünyanın hemen her ülkesinden yayın başvurusu alan ve sadece en prestijli yayınların kabul edildiği bir dergidir. Hal böyle olunca da özellikle deneysel alanda yapılan çalışmaların bu dergide yayınlanması bilimsel arenada önemli bir başarıdır.

İçinde bulunduğumuz temmuz ayında bahsettiğim derginin editöründen gelen bir mektup ile adı geçen yayınımızın 2016’da dergide yayınlanan tüm deneysel çalışmalar içerisinde en başarılı yayın ödülünü (Best Experimental Paper) aldığını öğrendik.

Önceki yazımda ‘‘Asistanlarımız o yıl katıldıkları senelik Plastik Cerrahi kurultayındaki yarışmada birincilik ödülünü alarak bizleri onurlandırdı. Neticede Haziran 2012’de başlayan yolculuğumuz yapılan çalışmanın Plastik Cerrahi literatürünün en prestijli dergisi olan PRS’nin Ocak 2016 sayısında yayınlanması ile son buldu.’’ diye yazmışım. Yayınlandığında dahi çalışmamızın dünyada bu kadar ses getireceğini ben dahil hiç kimse ön görememişti. Bu yolda bizlere inanıp destek olan tüm kişi ve kurumlara, bu yolu bizimle beraber yürüyen tüm ekip arkadaşlarıma bir kez daha teşekkür ederim.

Sağlıkla kalın.

Prof. Dr. Halil İbrahim CANTER

Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı
Ağız Çene ve Yüz cerrahisi Uzmanı
plus.google.com/+ibrahimcanter



23 Temmuz 2017 Pazar

Çene ve Diş Ameliyatları ile Gelen Yüz Estetiği


Günümüzde hem tıp hem de diş hekimliğinin pek çok alanında ESTETİK kelimesi kullanılarak yapılan tıbbi müdahaleler cazip hale getirilmeye çalışılmaktadır. Ağız ve diş sağlığına yönelik yapılan diş dizilimlerinin düzeltilmesi, diş taşlarının temizlenmesi, dişlerin beyazlatılması veya dişlerin kaplama yapılarak büyüklüklerinin ve şekillerinin düzeltilmesi işlemleri ağız hijyeninin arttırıp gülümseme anında dişlerin görünümünü düzeltse de yüz oranlarını değiştirip yüzde estetik bir harmoni sağlanmasına katkıları yoktur yada çok azdır.

Mutlak bir kural olmasa da insan yüzündeki bazı oranlar (gözler arasındaki mesafe, alnın tüm yüze oranı, burnun genişliği ve yüksekliği, üst ve alt dişlerin alına göre konumlandıkları yer gibi) ve açılar birbirleri ile ne kadar uyumlu olur ise bakan herkes tarafından o yüz güzel oalrak algılanmaktadır. Bir başka deyişle yüze yapılacak estetik işlemlerde tek bir açının yada oranın düzeltilmesi değil yüz genelindeki bütün harmoninin sağlanması veya korunması hedeflenmelidir.

Plastik cerrahlar tarafından yapılan ortognatik cerrahi (çene ve yüz kemiklerine yönelik yapılan ameliyatlar) ile alt ve üst dişler arasındaki kapanma sorunları düzeltilirken aynı zamanda yüzün iskelet çatısında yapılan değişiklikler ile yüzün estetik oranları yakalanmaya çalışılır. Yaptığımız ameliyatlar ile aşırı önde yada arkada yerleşmiş dişleri birbirleri ile uyumlu hale getirmek, çene ucunun çıkıntısını ayarlamak, çene eklem problemlerinin önemli bir kesimini tedavi etmek, varsa yüzdeki asimetrileri düzetmek, dişlerin konumlanması ayarlanarak gülümsendiğinde diş etlerinin görünmesi engellenebilmekte veya hiç görülmeyen dişlerin dudakların arasında estetik bir görünüme kavuşması sağlanabilmektedir.

Daha önceki yazılarımda 1, 2 kimlerin ortognatik cerrahiye ihtiyacı olduğunu, kimlerin sadece ortodontik tedavi ile yetinebileceğini anlatmaya çalışmıştım. Hastaların tedavilerine başlamadan önce hekimlerinden kendilerine sunulan tedavi seçeneklerinin alternatifleri hakkında da bilgi alması, birden fazla hekimin bir araya gelerek sunduğu multidisipliner tedavi seçeneklerini de tercih etmeleri daha uygun olacaktır. Unutulmamalıdır ki yüz estetiği sadece bir hekimin bilgisi ve becerisi ile mükemmelliğin yakalanamayabileceği, oldukça geniş ve detaylı bir değerlendirme ve tedavi sürecini gerektiren bir konudur.
Sağlıkla kalın.

Prof. Dr. Halil İbrahim CANTER

Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı
Ağız Çene ve Yüz cerrahisi Uzmanı
plus.google.com/+ibrahimcanter

17 Temmuz 2017 Pazartesi

Kahve Sever Misiniz?


Geçen gün ‘‘Kahve yaşamı uzatıyor mu?’’ başlıklı bir yazı sosyal medyada hızla yayıldı. Sanıyorum Dr. Yasemin Bradley tarafından yurtdışında yayınlanan bilimsel bir makaleye istinaden kaleme alınan bir yazı. Yazının özünde çalışmanın verileri tartışmaya açık olsa da günde 3 fincan tüketilen kahvenin insan sağlığını olumlu etkileri olduğu sonucu çıkarılıyor.
Çocukluğumdan beri kahveyi ne kadar çok sevdiğimi düşünerek okuduğum bu yazının hemen akabinde öğle yemeğini yemek için oturduğum bir lokantada önüme tabak altlığı olarak çok ilginç bir kağıt konuldu.  Aslında konulan tabak altlığı ülkemizde Franchising vererek şubeleşen bir kafenin (Coffeemania) reklam ya da tanıtım kağıdıydı. Kafanda kahve düşüncesi dolaşırken bir çırpıda okudum tabii kağıtta yazılanları.

Avrupa’nın kahve ile ilk kez II. Viyana kuşatması sona erdiğinde çekilen Osmanlı ordusunun yanlarında götürdükleri 500 kahve çuvalını geride bırakmaları ile tanıştığı anlatılıyordu. İlk Viyana’da ünlenen kahve Paris’e ‘‘Türk Şarabı’’ olarak sunan Osmanlı elçisi tarafından tanıtılıyor. ‘‘Kursağında kahveyle ölenlerin cennete gideceğini’’ söyleyerek kahveyi pazarlayan elçi kısa sürede Fransız sarayını da tiryakiler arasına katıyor. İngiliz elçisinin ülkesine dönerken yanında götürdüğü kahve, henüz cezvede pişip tiryakilik yaratmadan önce ilaç olarak eczanelerde satılmış...
Sonunda kahve şeytan kadar kara, cehennem kadar sıcak, cennet kadar güzel, aşk kadar tatlı diye tanımlanarak yazı bitiyor.
Ne diye bilirim ki. Hemen her türlü pişimini sevdiğim kahve ile ilgili bu kısa notları sizlerle de paylaşmak istedim. Hepinize ağız tadıyla kahvenizi içeceğiniz sağlıklı günler dilerim.

Prof. Dr. Halil İbrahim CANTER
Estetik Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı

www. estetikcerrahi.blog

24 Mart 2017 Cuma

Hayatta Yeni Bir Heyecan: Kendi Ofisime Taşındım


İnsan hayatında kendine koyduğu hedeflere ulaşma çabası ile ilerliyor. Küçük bir çocukken okula giderek başlayan hayat mücadelesine daha sonra üniversite sınavı kazanmak, tıp fakültesini bitirmek ve ihtisas yapmak ve akademik kariyer yapmak gibi farklı hedefler ekleniyor. Geçen hafta ise kendimce önemli bir adım atarak kendi ofisime (muayenehaneme) taşındım. Uzun süre çalıştığım sağlık kurumundaki hekim arkadaşlarım ve idari görevdeki dostlarım muayenehane işletmenin zorluklarından ve risklerinden dem vurarak kararımı sorgulamamı istedilerse de en iyi karar alınmış olan karardır diyerek yoluma devam ettim. Kimi meslektaşım bu güne kadar yaptığım hasta çeşitliliğinde hasta bulamayacağımı, çalıştığım kurumun bana sağladığı fiziksel şartların ne kadar iyi olduğunu söyleyerek fikrimi değiştirmemi istedi. Geçen bir hafta içinde parmakları yapışık olan bir bebeğin ellerini, dudak yarığı olan 3 aylık iki bebeği, meme kanseri nedeni memesi alınan bir hastayı, cilt kanseri nedeni ile başvuran iki hastayı, karın-meme estetiği isteyen bir hastayı ve burun estetiği yaptırmak isteyen bir başka hastayı ameliyat ettim. Hasta ve hasta yakınlarından hiç kimse sağladığımız fiziksel koşullardan şikayetçi olmadı. Tam tersine hepsi yeni yerimizin fiziksel koşullarının da en az çalıştığım hastaneler kadar iyi olduğunu, burada kendilerini daha rahat hissettiklerini ilettiler.

Dedim ya hayat devam eden bir süreç. İstedim ki hastamla benim aramda başkaları olmasın. En iyi bildiğim işi, HEKİMLİĞİMİ yaparken tüm gayretimi sadece ve sadece hastalarım için harcayayım. Tabi ki hastalarımın güvenliği ve bugüne kadar sağladığım kaliteden ödün vermemek adına idari ve kurumsal işleri de artık kendim yapıyorum. Belki halen öğrenmem gereken pek çok şey var. Ancak artık hastalarımın başkalarının belirlediği fiyatları ödeyemediği için bana ameliyat olamadıklarını görmeyeceğim. Ya da hayata geçirmek istediğim mesleki bir yeniliğe başlamak için için bir sürü farklı insanı ikna etmek zorunda kalmayacağım. Yeni girdiğim yolda zorlanacağım anlar olsa da uğraşlarımın sonunda hastalarıma daha iyisini sunmak adına zorluklara değeceğini düşünüyorum.

Hepinize sağlıklı günler dilerim.

Prof. Dr. Halil İbrahim CANTER
Estetik Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı

www. estetikcerrahi.blog