Günümüzde
hem tıp hem de diş hekimliğinin pek çok alanında ESTETİK kelimesi kullanılarak
yapılan tıbbi müdahaleler cazip hale getirilmeye çalışılmaktadır. Ağız ve diş
sağlığına yönelik yapılan diş dizilimlerinin düzeltilmesi, diş taşlarının
temizlenmesi, dişlerin beyazlatılması veya dişlerin kaplama yapılarak
büyüklüklerinin ve şekillerinin düzeltilmesi işlemleri ağız hijyeninin arttırıp
gülümseme anında dişlerin görünümünü düzeltse de yüz oranlarını değiştirip
yüzde estetik bir harmoni sağlanmasına katkıları yoktur yada çok azdır.
Mutlak
bir kural olmasa da insan yüzündeki bazı oranlar (gözler arasındaki mesafe,
alnın tüm yüze oranı, burnun genişliği ve yüksekliği, üst ve alt dişlerin alına
göre konumlandıkları yer gibi) ve açılar birbirleri ile ne kadar uyumlu olur
ise bakan herkes tarafından o yüz güzel oalrak algılanmaktadır. Bir başka deyişle yüze yapılacak estetik işlemlerde tek bir açının yada oranın düzeltilmesi
değil yüz genelindeki bütün harmoninin sağlanması veya korunması
hedeflenmelidir.
Plastik
cerrahlar tarafından yapılan ortognatik cerrahi (çene ve yüz kemiklerine
yönelik yapılan ameliyatlar) ile alt ve üst dişler arasındaki kapanma sorunları
düzeltilirken aynı zamanda yüzün iskelet çatısında yapılan değişiklikler ile
yüzün estetik oranları yakalanmaya çalışılır. Yaptığımız ameliyatlar ile aşırı
önde yada arkada yerleşmiş dişleri birbirleri ile uyumlu hale getirmek, çene
ucunun çıkıntısını ayarlamak, çene eklem problemlerinin önemli bir kesimini
tedavi etmek, varsa yüzdeki asimetrileri düzetmek, dişlerin konumlanması
ayarlanarak gülümsendiğinde diş etlerinin görünmesi engellenebilmekte veya hiç
görülmeyen dişlerin dudakların arasında estetik bir görünüme kavuşması
sağlanabilmektedir.
Daha
önceki yazılarımda 1, 2 kimlerin ortognatik cerrahiye ihtiyacı olduğunu, kimlerin
sadece ortodontik tedavi ile yetinebileceğini anlatmaya çalışmıştım. Hastaların
tedavilerine başlamadan önce hekimlerinden kendilerine sunulan tedavi
seçeneklerinin alternatifleri hakkında da bilgi alması, birden fazla hekimin
bir araya gelerek sunduğu multidisipliner tedavi seçeneklerini de tercih
etmeleri daha uygun olacaktır. Unutulmamalıdır ki yüz estetiği sadece bir
hekimin bilgisi ve becerisi ile mükemmelliğin yakalanamayabileceği, oldukça
geniş ve detaylı bir değerlendirme ve tedavi sürecini gerektiren bir konudur.
Sağlıkla kalın.
Prof. Dr. Halil İbrahim CANTER
Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı
Ağız Çene ve Yüz cerrahisi Uzmanı
plus.google.com/+ibrahimcanter
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder