İnsanlık tarihi boyunca yanığa bağlı yaralanmalar hep olmuş ve maalesef hep
de olacaktır. Yanık çoğu zaman önlenebilen kazalar
sonucunda oluşan, kişilerin bedenlerinde ve ruhlarında iyileşmesi uzun zaman ve
emek gerektiren yaralar açan bir travmadır. Zaman zaman hastanın hayatını
tehdit edecek düzeyde yaygın ve derin yanıkları olan hastalar ile ilgilensem de
genelde başvuran hastalarımın önemli bir kısmı evde sıcak su/çay dökülmesi
sonucu oluşan yüzeyel yanıklı hastalardır.
Bu hastaların önemli bir kısmı evde büyüklerinin bir
anlık dikkatsizliği sonucu yanan küçük çocuklardır. Anne babaların belki biraz
da suçluluk duygusunun da etkisi ile en sık sordukları şey "Çok iz kalacak mı?" sorusudur.
Hasta
yakınlarına anlatmaya çalıştığım gerçek: İlk anda oluşan yanık ne kadar derin ise o kadar belirgin iz kalacaktır. Ancak bu yanığın
üzerine bir de -enfeksiyon eklenir ise- derideki hasar artacağı için kalacak olan
iz de artar. Bu sebeple yanık pansumanı titizlik ve özen gerektiren bir
konudur. Yanık pansumanlarının steril şartlarda ve olabildiğince yarayı en
hızlı iyileştirecek önlemler alınarak yapılması gerekir.
Sıcak
su dökülmesi sonucu olan yaralanmalarda -ilk yapılması gereken- yanan bölgenin
olabildiğince hızlı soğutulması (örneğin -kıyafetlerin çıkartılması için bile
zaman kaybetmeden- üzerinde derhal su dökülmesi), sonrasında ise eş-dost-tanıdıkların
önerdiği tedaviler yerine yetkin bir Plastik Cerrahın takip ve önerilerine
uyulmasıdır. Olmuşla ölmüşe çare yok. Ancak durumu daha da kötüleştirecek, yaranın enfekte olmasına neden olacak veya yaranın irritasyonunu arttırarak iyileşmesini geciktirecek işlemlerin yapılmaması erken dönemde dikkat edilmesi gereken en önemli adımlardır.
Sağlıklı
günler dileklerimle.
Prof. Dr. Halil İbrahim CANTER
Estetik Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder