Matematikte ve doğada
ezelden beridir var olan altın oranın insanlar tarafından ne zaman keşfedilip kullanılmaya başladığı tam olarak
bilinmemektedir. Euclid (M.Ö. 365 – M.Ö. 300) bir doğruyu 1,6180 oranında bölmeyi ekstrem ve önemli oranda bölme olarak
adlandırmıştır. Eski Yunanda başta Parthenon olmak üzere pek çok mimari yapıda altın oran kullanılmıştır. Eski Mısırlılar dünyanın
yedi harikası arasında yer alan Keops Pramidi'ni inşa ederken hem pi hem phi oranlarını kullanmışlardır. Leonardo da Vinci’nin
günlüklerindeki eskizlerde insan ve doğayı birbiriyle
ilgilendirme-bütünleştirme çalışması için insan vücudundaki oranları gösteren
Vitruvius Adamı (1492) çalışması dikkat çeker. Ayrıca Leonardo da Vinci İsa’nın havarileri ile yediği
son yemeği betimlediği çalışmasında masanın boyutundan arkadaki duvar ve
pencerelere kadar pek çok farklı yerde altın orana özen göstermiştir. Leonardo Fibonacci (Leonardo of Pissa) matematik, doğa ve sanat arasındaki bir bağı gözler önüne sermiştir. Finonacci
sayıları (0, 1, 1, 2, 3, 5 ,8, 13, 21, 34, 55, 89, 144, 233 ... şeklinde devam
eder) serideki ardışık iki sayının toplamının kendilerinden sonraki sayıyı
oluşturması ile gelişir. Bu dizideki ardışık iki sayının toplamı sayılar
büyüdükçe giderek Altın Oran’a yaklaşır.
Peki tarihin bu kadar
eski yıllarından beri bilinen veya kullanılan altın oran nedir? En basit tarifi
ile bir doğru öyle bir noktadan bölünmelidir ki kısa parçanın uzun parçaya
oranı uzun parçanın parçaların toplamına (yani doğrunun bölünmeden önceki
uzunluğuna) oranına eşit olsun. Geometride altın oran 1.618’dir veya 0.618’in resiprokalidir.
Altın oranın ve geometrik olarak daha net anlaşılabilmesi için bir kareyi tam
ortasından iki eşit parçaya bölelim. Oluşan dikdörtgenin köşegeni yarıçapı
olacak şekilde dikdörtgenlerin ortak köşesi merkezi olan bir daire çizelim.
Sonra karenin tabanını çizdiğimiz daire ile kesişene kadar uzatalım. Yeni çıkan
şekli bir dikdörtgene tamamladığımızda, karenin yanında yeni bir dikdörtgen
elde etmiş oluruz. İşte bu dikdmrtgenin taban uzunluğunun (B) karenin
uzunluğuna (A) (dikdörtgenin yüksekliğine) oranı Altın Oran’dır. Yine karenin
taban uzunluğunun (A) büyük dikdörtgenin taban uzunluğuna (C) oranı da Altın
Oran’dır. Elde edilen dikdörtgenin uzun kenarının kısa kenarına oranı altın
oran olduğu için de bu dikdörtgen Altın dikdörtgendir. İşin ilginç yanı bu
altın dikdörtgenden ilk kareyi çıkardığımızda kalan dikdörtgen de altın
dikdörtgendir.
İçinden defalarca kareler çıkardığımız bu Altın Dikdörtgen'in karelerinin
kenar uzunluklarını yarıçap alan bir çember parçasını her karenin içine
çizersek, bir Altın Spiral elde ederiz. Altın Spiral, birçok canlı ve cansız
varlığın biçimini ve yapı taşını oluşturur. Buna örnek olarak Ayçiçeği
bitkisini gösterebiliriz. Ayçiçeğinin çekirdekleri altın oranı takip eden bir
spiral oluşturacak şekilde dizilirler. Ayrıca Bu karelerin kenar uzunlukları sırasıyla
Fibonacci sayılarını verir.
Altın oran mimaride
kullanıldığında toplumun genelinin beğenisini kazanan yapılar inşa edilirken
günlük hayatta kullandığımız şeylere uygulandığında daha ergonomik nesnelere
ulaşırız. Bu sebeple resim çerçeveleri, kredi kartları, oyun kağıtları gibi
dikdörtgen şekiller altın dikdörtgen olarak planlanır. Hatta hemen her alanda
akılda kalan pek çok markanın logosunun altın orana uygun tasarlandığı
gözlenmiştir.
Güzellik
toplumlara ve çağlara göre farklılık gösterse de toplumun genelinin güzel
olarak algıladığı kişiler (modeller, artistler gibi) incelendiğinde bu
kişilerin yüz ve vücut oranlarının da altın orana uygun olduğu görülmektedir.
Çünkü kişiler güzelliği limbik seviyede algılar. Güzelliği algılayabilmek için de
limbik sistem Altın Oranla uyumlu oranlara gereksinim gösterir. Bu harika orana
uyan her şeyi limbik sistemimiz güzellik, harmoni ve denge olarak algılar. Kişilerin
oranları bu normlara ne kadar yakın olur ise toplum genelinde güzel olarak
algılanmaları da o kadar fazla olur. Burada bahsedilen tek bir ölçüm sonucu
değil tüm oranların birbirleri ile ahenk içinde olmasıdır.
Hepinize sağlıklı günler dilerim.
Prof. Dr. Halil İbrahim CANTER
Estetik Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı
www.
estetikcerrahi.blog
İlahi güzellik kavramına farklı bir bakış açısı katmışsınız.
YanıtlaSilElinize bilginize sağlık.