9 Kasım 2016 Çarşamba

Meme Kanserinin Farkında Olmak


Kasım ayı boyunca meme kanseri farkındalığı yaratmak adına pek çok aktivite yapıldı. Hastalara meme kanserinin sıklığı, korunma yöntemleri, olası ameliyat seçenekleri anlatıldı. Kanımca insanlara meme muayenesini veya rutin tetkiklerini  ihmal ederler ise ilerlemiş bir aşamada meme kanseri hastasının neler yaşadığını da anlatmak gerek. Bunu kişilerin gözünü korkutmak için değil, gerçekleri görerek seçimlerini ona göre yapmalarına olanak sağlamak ve doğru seçimleri yaparken motivasyonlarını arttırmak için yapmalıyız. 
Meme kanseri tedavisi bir çok branşın koordineli bir şekilde ortak çalışmasını gerektiren bir hastalıktır. Artan bilimsel birikim, tecrübe ve teknoloji ile uygun hastalarda artık genel cerrahlar memenin tamamını almak yerine memeyi korumayı tercih etmektedir. Alınan tümör dokusundaki hormon reseptörleri incelenerek ya da genetik olarak tümördeki onkogenlere bakılarak tümörün biyolojik davranışı daha doğru kestirilebilmekte ve tümöre özel ilaç tedavileri başlanabilmektedir. Radyasyon onkolojisi gelişen bilgisayar teknolojisi sayesinde ışınları tümör üzerine daha iyi odaklayabilmekte, bu sayede çevre dokuları iyonizan radyasyonun yan etkilerinden daha iyi koruyabilmektedir. Plastik cerrahlar olarak bizler ise hastanın kaybettiği memeyi yerine koymak ve/veya bozulan simetriyi düzeltmek adına hastalarımıza daha çok seçenek sunabilmekte ve sonuçlarımız hastalarımızı daha fazla tatmin edebilmektedir. 
Tüm bu gelişmelere rağmen meme kanseri halen kadın popülasyonundaki en ölümcül seyreden kanserlerdendir. Ayrıca hasta tedavi süreci sonucunda kanseri yenip hayatını sürdürse de tedavi süreci meşakkatli ve acılıdır. 
İstanbul Beyoğlu’nda Pera Müzesine yakın zamanda yolunuz düşen oldu mu bilemiyorum. Ama geçen aylarda Müze’yi gezerken Müberra Delibaş’ın bir tablosu dikkatimi çekti. Meme kanseri neticesinde sol memesi alınmış bir hastayı resmettiği Metastaz adlı  tablosunda hastanın fiziksel durumunu (göğüs duvarındaki kesiyi, meme eksiliğini ve ilaçlara bağlı gelişen kelliği) resmederken aynı zamanda hasanın yüz ifadesinde yaşadığı acıyı da inanılmaz güzel yansıtmış. Bu güzel eseri ile hastalarımım yaşadıklarını bir kez daha hatırlatıp farkındalık yaratan sanatçıyı canı gönülden kutluyorum. 

Hepinize sağlıklı günler dilerim.

Prof. Dr. Halil İbrahim CANTER
Estetik Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı


Hiç yorum yok :

Yorum Gönder