Toplumda benlerin alındığı taktirde kansere
dönüşeceğine dair yaygın bir kanı hakimdir. Sırf bu nedenle büyüse dahi
benlerini aldırmak istemeyen pek çok insan vardır.
Dermatoloji uzmanı hekimlerin alınmasını
önerdikleri şüpheli lezyonlarını aldırmak için başvuran hastalarımın hemen
hepsi muayeneleri esnasında ‘‘Hocam bıçak değdiğinde azar mı?’’ yada ‘‘Aldırdığımızda
daha kötü olmaz değil mi?’’ gibi sorular sorarlar. Hemen her hastama benleri
alırken aslında benin çevresinde sağlam deriden kesi yaptığımızı, aslında beni
değil çevresindeki sağlam cildi kestiğimizi izah ederim.
Benler anatomik
bütünlüğü bozulmadan alınması gereken lezyonlardır. Mikroskopik inceleme yapılırken alınan ben ile çevresindeki sağlam deri arasındaki ilişkiye bakılır.
Benin, derinin ne kadar derinine kadar gittiğinin incelenmesi gerekir. Bu
sebeplerden dolayı benin çevresinde güvenlik sınırı denilen sağlam deri
bırakılarak biyopsi yapılır.
Peki neden insanlar
arasında benlerin alınır ise kötü huylu bir tümöre dönüşeceğine dair bir inanış
vardır? Çünkü biz toplumca okuyan araştıran bir toplum değiliz. Bizler eş dost
tanıdık vasıtasıyla kulağımıza çalınan bilgilere inanan, bu kanallar ile
bilgilenmeyi daha kolay bulan bir toplumuz.
Sonuçta alınan benlerin
küçük bir kısmında da patoloji (mikroskopik incelme) sonucunda cilt kanseri tanısı
konulmuş oluyor. Hatta bu hastaların bazılarında daha ileri cerrahi girişimler,
ilaç ve ışın tedavisi uygulamak gerekebiliyor. İşte toplumsal hafızada biyopsi
yapılıp sonucunda önemsiz ben olarak rapor edilen onlarca hatta yüzlerce kişi
değil de, biyopsi sonrası kanser tanısı alan birkaç hasta kalıyor. Sanki
biyopsi yapılmasa o kişide kanser olmayacakmış da biyopsi yapıldığı için kanser
olmuş gibi algılanıp eşe dosta tanıdıklara da öyle anlatılıyor. Şehir efsanesi
de bu şekilde yayılarak kulaktan kulağa yayılıyor. Oysa ki belki biyopsi
yapılmasa o hastaların kanser tanısı da çok daha ileri aşamada konulacak belki
de hastanın hayatı riske girmiş olacak.
Günün
sonunda hatırlamamız gereken nokta; biyopsi yapıldığı için lezyonlar
karakter değiştirmez. Lezyon kanser ise kanserdir, değilse değildir.
Yapılan biyopsi ile sadece adı konulur. Biyopsi sonucunda lezyon kanser değil
ise endişe duyulacak bir konu zaten yoktur. Rahatsız olunan bir lezyondan hasta
kurtarılmış olur. Sonucun kanser çıktığı durumda ise hastaya gerekli görülen ek
tanı ve tedavi işlemleri uygulanır. Kanser olan bir lezyonun vüc"uttan alınarak
değerlendirilmesi ve gerekli görülür ise ek tedavilerin uygulanması, adı
konulmadan kanserin hasta vücudunda büyümesinden çok daha tercih edilecek bir
seçenektir.
Hepinize sağlıklı
günler dilerim.
Estetik Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı
www.ibrahimcanter.com
youtube.com/ibrahimcanter
bilgi@ibrahimcanter.com
Google.com/+ibrahimcanter
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder