5 Ocak 2016 Salı

30 Aralık 2015'de belki yılın en anlamlı hediyesini aldım.


30 Aralık 2015'de belki yılın en anlamlı hediyesini aldım. 
Sizlerle bu hediyenin hikayesini paylaşmak istedim.

Haziran 2012 de endoskopi yapılması için bana genel anestezi uygulanmıştı. 
İşlemden sonra anestezinin etkisi geçip kendime geldiğimde  sorun olmadığı söylense de günün kalanını uyuklayarak geçirmiştim. 
Akşam saatlerinde ise Hilton Otel'de deri yerine kullanılabilecek bir ürün ile ilgili yapılacak lansmana davetli olduğum ve daveti önceden kabul ettiğimin hatırlatılması üzerine hastaneden çıkıp yola koyuldum. Davete katılmak zoruma gitse de verdiğim sözü tutma isteğim ve uzun zamandır bir araya gelemediğim meslektaşlarımı görüp sohbet edebilme fırsatını yakalayacak olmam beni motive ediyordu.
Toplantı salonunda yabancı bir konuşmacı bağışıklık sistemini tetiklememek için hücrelerinden arındırılarak hazırlanan deri iskeletinin kullanımını klinik örnekler ile anlatıyordu . Bir anda aklıma bu iskeletin içerisine kök hücreleri koysak ne iyi olur dedim. 
  Kök hücreler bağışıklık sistemini tetiklemeyip yara iyileşmesini de hızlandıracaklardı. Konuşmacıya dolaylı yoldan bir soru sorup kimseyi uyandırmadan (buna da bilimsel bencillik deniyor herhalde) böyle bir şeyi deneyip denemediklerini öğrendikten sonra gece geç saatte eve gittiğimdeki ilk işim  bilgisayarımı açmak oldu. 
Eşimin "Nasıl oldun? Acelen nedir? Ne yapacaksan yarın yaparsın, istirahat et şimdi” demesine aldırmadan tıp literatürüne baktığımda o güne kadar bu konuda hiçbir yayın olmadığını gördüm. Heyecanım daha da artsa da o an için yapabilecek başka bir şey yoktu.
Sonraki günler ise fikrin hayata geçirilmesi oldu.

Öncelikle Acıbadem hücre laboratuvarı sorumlu doktoru Prof. Ercüment OVALI ile fikri paylaştım. Heyecanla yapmak istediğini, hatta kendisinin kandan elde ettiği doğal bir iskeleti (scafold) kullanabileceğimizi bildirdi. Sorun araştırma için gereken mali kaynağı bulmaktı. Kaynak ararken Sanayi Bakanlığı'nın üretime yönelik yeni ürün geliştirilecek konularda, bir sanayi kuruluşunun ortak olduğu, üniversitede de bir araştırma görevlisinin tezi olan çalışmaları desteklediğini öğrendik. 

Acıbadem Üniversite'sindeki asistanım henüz tez aşamasında olmadığından BezmiAlem Üniversitesi Plastik Cerrahi AD Başkanı Prof. Ethem GÜNEREN'i aradım. Çalışmaya severek katılacağını, kliniğinde tez yapma aşamasına gelen kişinin de tez danışmanı olarak bu konuda çalışmasına olanak sağlayacağını bildirdi. Sonrası ise şimdi Plastik Cerrahi Uzmanı olan Dr. Mustafa Aykut ÖZPÜR, Dr. Fatma Nilay YOĞUN ve Dr. Emre Gönenç BAYGÖL’ün özverili çalışmaları ile oldu. 
Uygun deney modeli bulabilmek için hep beraber Avcılar’da İstanbul Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi’ne gittik. Projeyi zamanında yetiştirmek için bayram tatilinde bilgisayarlarımız başında telekonferans ile çalıştık. 
Araştırma konusu Prof. İbrahim ÜNSAL tarafından Acıbadem Sağlık Grubu Yönetim kurulu Başkanı Sn. Mehmet Ali AYDINLAR’a iletildiğinde kendileri çalışmaya tam destek sağladı. Bu sayede proje Sanayi Bakanlığı’na iletilirken projenin sanayi kuruluşu ortağı Acıbadem Sağlık Grubu LabMed oldu. Proje desteklenerek çalışmalar başladığında asistanlarımız deneklerin cerrahi işlemlerini titizlikle yapıp sonuçları takip ettiler. 
Değerlendirme kısmında ise Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi’nden Prof. Süleyman KAPLAN desteklerini esirgemedi. Deneysel çalışmanın sonuçları o kadar yüz güldürücü oldu ki insan çalışmalarının sürdürülebilmesi için yapılan etik kurul başvurularına olumlu cevap alınmasını sağladı. Yanık hastalarında yapılan çalışma ıstırap çeken insanların acılarını dindirecek bir ürün ile sonlandı. 

Asistanlarımız o yıl katıldıkları senelik Plastik Cerrahi kurultayındaki yarışmada birincilik ödülünü alarak bizleri onurlandırdı. Neticede Haziran 2012’de başlayan yolculuğumuz yapılan çalışmanın Plastik Cerrahi literatürünün en prestijli dergisi olan PRS’nin Ocak 2016 sayısında yayınlanması ile son buldu. 


Çalışmanın yayınlandığını hastaneye giderken cep telefonumdan PRS’nin gelecek sayısında çıkacak makalelere göz gezdirirken şans eseri öğrendim. Diğer yazıları incelerken kendi yazımızı görmem çok büyük bir mutluluktu. Benim yeni yıl armağanım birbirine inanan bir grup insanın üç buçuk yıllık emeğinin sonucunda kafamdaki hayalin gerçek oluşuydu.
Takımdaki herkesin üzerine düşeni yaptıktan sonra görevi bir sonraki kişiye devretmesi ile süre gelen, şahsımın ve Sn. GÜNEREN’in gözetiminde geçilen uzun bir yoldu.
Akla gelen bir düşüncenin bilimsel sistematik içinde irdelenmesi, yürütülen bir bilimsel araştırma ile sonuca bağlanması ve sonuçların yayınlanarak literatüre kazandırılmasıydı.

Bu yolda bizlere inanıp destek olan tüm kişi ve kurumlara, bu yolu bizimle beraber yürüyen tüm ekip arkadaşlarıma bir kez daha teşekkür ederim.


Prof. Dr. Halil İbrahim CANTER
Estetik Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı
bilgi@ibrahimcanter.com 
www.ibrahimcanter.com



1 yorum :