Tarihte, Akdeniz
çevresinde, Asya'da ve kuzey ülkelerinde birçok kültür ve uygarlıkta çeşitli
isimlerle anılan bir Ana Tanrıça kültü ile karşılaşmak mümkündür. Analığı,
üremeyi, dişiliği, hayatın sürmesini ve dolayısıyla bereketi simgeleyen
tanrıça, ayakta, oturmuş ya da uzanmış olarak betimlenir. Bazı tarihi eserde
düzgün vücudu tasvir konusu olsa da diğerlerinde meme figürü ön plana
çıkartılarak adı geçen değerler vurgulanır.
Modern dünyada pek
çok değer yargısı değişmiş olsa bile memelerin kadın imgesindeki yeri ve üzerine yüklenen anlamlar aşağı yukarı
aynı kalmıştır.
Anne olma sürecinde ve emzirme döneminde değişen hormonal etkiler
altında büyüyen meme dokusu pek çok zaman eski haline dönememekte, kadın için
estetik bir figürden çok taşıması gereken yük halini almaktadır. Kadınlarda
boyun, sırt ve bel ağrılarına yol açabildiği gibi omurgada kalıcı
rahatsızlıklara yol açabilmektedir. Sütyen askılarının omuzlarda yarattığı bası
şekil bozukluğuma yol açabilmekte, yaz aylarında memelerin altının sürekli
ıslak ve havasız kalması dermatolojik sorunlara sebep olmaktadır.
Gelişimsel olarak aşırı
büyük memeleri olan genç kızlarda ise büyük memeler saklanması gereken
utanılacak bir durum gibi algılanarak kişilerin sosyal yaşantısını ve uyumunu
olumsuz etkileyebilmektedir. Bu ergenler memelerini saklama kaygısı ile kambur
durarak postür değişikliğine giderken pek çok sosyal aktiviteden ve sportif
faaliyetten de uzak durmaya çalışırlar.
İşte kadınları tüm bu
sorunlardan kurtarmak amacıyla yapılan meme küçültme ameliyatları sadece
estetik ameliyat olarak algılanmamalı, aynı zamanda kişinin yaşam kalitesini ve
sosyal uyumunu arttıracak bir girişim olarak da görülmelidir.
Meme küçültme ameliyatlarında amaç memelerin vücut ile uyum sağlayacak şekilde küçültülürken
aynı zamanda dikleştirilmesi ve konik bir şekil kazandırılmasıdır. Ayrıca meme
başlarının meme dokusu üzerinde yerlerinin ayarlanması ve kimi hastalarda meme başlarının
da küçültülmesi sağlanır. Tüm bu işlemler esnasında hastanın yaşı ve gebelik
beklentisi göz önüne alınarak olabildiğince meme ve meme başı duyusunun ve süt
kanallarının korunmasına da özen gösterilir.
Sağlıkla kalın.
Prof.
Dr. Halil İbrahim CANTER
Estetik
Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı
bilgi@ibrahimcanter.com
plus.google.com/+ibrahimcanter
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder