23 Nisan 2016 Cumartesi

Öğle Arası Estetik...


Yıllar geçse de kimse yaşlanmak istemiyor. Yılların getirdiği etkileri yok etmek için cerrahi yöntemler rakipsiz olsa da modern yaşamın koşuşturmacası, vakitsizlik, bir seferde yüksek ücret ödememe isteği ve cerrahi korkusu gibi sebeplerle insanlar daha kestirme yöntemler arayışına itiyor.
Bu noktada hastalara sunulabilecek alternatifler olsa da akılda tutulması gereken en önemli nokta uygulanan işlemin cinsine göre her yöntemin sınırlarının olduğunun bilinmesi ve uygulanan bir yöntemin her şeyi sağlamaya imkan vermemesidir.
Bugün için botilinum toksini (bilinen adıyla Botox) uygulaması ve dolgu yöntemleri hakkında yeterli bilimsel data toplanmıştır ve bu nedenle bu işlemlerin estetik  sonuçları öngörülebilir. Bu sebeple bu işlemler görece daha güvenli işlemlerdir.
Yağ ile yapılan dolgular ve rejeneratif tıp (yağdan elde edilen hücre kokteylleri, PRP, kök hücre ve fibroblast uygulamaları) ile ilgili bilimsel çalışmalar ise artarak devam etmekle birlikte sonuçların her zaman her hastada öngörülebilir olma noktasından halen uzaktayız.
Lazer, radyofrekans gibi yüksek teknolojilerin kullanıldığı tekniklerde ise oyunun kuralları biraz değişmektedir. Bu işlemi yapmak için bu teknolojilere parasal yatırım yapan kurumlar ya da kişiler bu yatırının geri dönüşünü hızlandırmak adına bu yöntemleri gereğinden fazla ön plana çıkarabilmektedir. Amacını aşan vaatler içeren reklamlar ile işlemi talep eden insanlar yanlış yönlendirilebilmektedir. Bu cihazlar uygun hastalar için kullanıldıklarında, kimi zaman da cerrahi ile kombine uygulandıklarında çok yüz güldürücü sonuçlar sağlasalar da tek başlarına sihirli bir değnek olmadıklarının hatırda tutulması gerekir.
Son yıllarda ön plana çıkartılan askı işlemlerinde ise durum çok daha farklıdır. Bu yöntemlerdeki yapılan iş cerrahi ile yapılan askı işlemlerinden tamamen farklıdır. Cerrahi uygulanırken dokular kesilip bir birlerinden ayrılır, sonrasında asılacak doku derin dokuların üzerinden kaydırılarak askı işlemi uygulanır. İyileşme sürecinde kaydırılan dokular birbirlerine yapışacağından tekrar aşağıya düşmezler. İpler ile yapılan işlemlerde ise eninde sonunda yer çekiminin etkisi ile dikiş dokuyu keser ve dokular eski yerlerine dönerler. İster emilen iplerle yapılan örümcek ağı tekniği kullanılsın, ister kalıcı iplerle yapılan asma teknikleri bu sonuç değişmez. Bu sebeple öğle arası sağlanan estetiğin ömrü de çok uzun süre kalıcı olmayabilir.
Sağlıklı günler dilerim.

Prof. Dr. Halil İbrahim CANTER

Estetik Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı
Google.com/+ibrahimcanter

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder