Geçen sene Digitürk’te Blindspot dizisini heyecanla seyrederken hemen her
bölümde insanların neden kendilerine dövme (tattoo) yaptırdıklarını düşündüm.
İşin felsefi ve psikolojik kısımlarına girmeden mesleğim icabı blok sayfamda yayınladığım bu yüzüncü yazımda sizlerle mevcut dövmelerin silinmesi için neler yapılabileceğini
paylaşmaya çalışacağım.
Yaptırırken ki motivasyonu ne olursa olsun pek çok kişi vücudundaki
dövmelerden daha sonra kurtulmak istemektedir. Silinme tekniğinin nasıl
olacağına karar verirken dövmelerin ne zaman, ne şekilde yapıldığından vücudun
neresinde olduğuna, işlemin poliklinikte mi ameliyathanede mi yapılacağından
hastanın kaç seans sonunda sonuca gitmek istediğine kadar pek çok parametre göz
önüne alınmalıdır.
Dövmelerin yok edilmesi için en kesin ve hızlı yöntem dövmenin olduğu
cildin kesilip oluşan deri defektinin dikilip kapatılmasıdır. Özellikle dikiş
sonrası kalacak izin önemsenmediği ve dövmeden bir an önce kurtulmak istendiği
durumlarda (eski nişanlının adının bir an evvel silinmesi gereken durumlar
gibi) tercih edilecek bir yöntemdir. Dövmenin kapladığı alan ne kadar küçük
olur ise kesi izi de o misli küçük olacağından ufak tefek dövmelerin ortadan
kaldırılması için hastalara önerilebilecek bir yöntemdir.
Derinin soyularak (peeling) dövmenin renginin soldurulmaya çalışıldığı
teknikle ise çok sayıda seans gerektirir. Derinin soyulması için karbondioksit
lazer, kimyasal peeling, dermabrazyon gibi farklı yöntemler vardır. Derinin
yüzeyel tabakasını (epidermis) soyduktan sonra iyileşme sürecinde dövmenin
boyasının vücut tarafından atılması esasına göre dövme silinir. Genellikle
birkaç seans işlem yapılması gerekir.
Gelişen teknoloji sayesinde dövmelerin silinmesi için Q-switched lazerler
üretilmiştir. Bu lazerlerde çok kısa sürede çok yüksek enerji içeren lazer
ışınları deriye uygulanır. Işık enerjisi ısı enerjisine dönüştürülmeden derinin
üst tabakalarını geçerek dövmeye ulaşır. Dövmenin içindeki pigment tarafından
emilen ışık ısıya dönüşerek pigmentin parçalanmasını ve vücut tarafından
uzaklaştırılabilir hale gelmesini sağlar. Ancak bu yöntemdeki en önemli sorun
dövmedeki her renk için (siyah, kırmızı-kavuniçi-sarı-mor, yeşil, mavi) ayrı
dalga boylarında lazerlere ihtiyaç duyulmasıdır. Bir başka deyişle tek bir lazer
her rengi silmek için yeterli değildir. Q-switched lazerlerle de hastaların
birden fazla seansa ihtiyacı olacağı unutulmamalıdır.
Akılda tutulması gereken diğer hususlar ise ister soyma (peeling)
teknikleri isterse Q-switched lazerler kullanılsın hangi hastanın ne kadar
fayda göreceğini önceden öngörmek mümkün değildir. 5-6 seans sonunda kimi hastada
halen hastanın istediği sonuca ulaşmak mümkün olamayabilmektedir. Ayrıca bu
tekniklerin uygulandığı hastalarda da dövmenin olduğu yerde ciltte renk
açılması veya yara izi oluşması riskleri vardır. Hastalara bu riskler hakkında
bilgi verilmesi hastaların beklentilerini doğru yönlendireceğinden hastaların
işlem sonrası memnuniyetini de arttırır.
Hepinize sağlıklı
günler dilerim.
Prof. Dr. Halil İbrahim CANTER
Estetik Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder