İnsan vücudunda devamlı
basıya maruz kalındığında yara oluşmasını engellemek için kendisini korumaya
yönelik mekanizmalar vardır.
Oturduğumuzda veya
yattığımızda yumuşak dokulardaki kan damarları kemik dokular ile temas edilen
yüzey arasında (yatak veya sandalye) arasında sıkışır. Buna bağlı olarak bu
bölgedeki kan akımı yavaşlar yada durur. Oksijensiz (iskemik) kalan bu bölgede
zamanla gelişen ağrı kişiyi pozisyon değiştirmeye zorlar. Böylece yeniden kan
akımı sağlanarak deride yara oluşması engellenmiş olur. Gece yattığımızda hep
aynı pozisyonda kalmayıp yatakta dönerek yer değiştirmemiz de bu koruyucu mekanizmanın
sayesindedir.
Ancak kişinin bilinci
kapanır veya ağrı hissetmeyecek durumda (anestezi altında) olur ise bu
mekanizma devreye giremeyeceğinden yumuşak dokular uzun süre iskemiye
(oksijensizliğe) bağlı olarak doku ölümü (nekroz) gelişmeye başlar. Bunun sonucu olarak ile yatağa yada tekerlekli sandalyeye
bağımlı hastalarda bası yaraları gelişir.
Özellikle bilinci kapalı yoğun bakım hastaları, yatağa
veya tekerlekli sandalye bağımlı felçli hastalar, yaşlılar risk altındadır. Bu yaraların engellenmesi için alınması gereken pek çok önlem içerisindeki en
önemlisi risk altındaki hastaların iki saatte bir pozisyonlarının
değiştirilerek basının vücudun aynı noktasına sürekli uygulanmasının
engellenmesidir. Başka bir deyişle vücudun kaybolmuş savunma mekanizmasının
hasta bakımı sağlanarak yerine konulmaya çalışılmasıdır. Unutulmamalıdır ki
önlem alıp yara bası yarası oluşumunun engellenmesi oluşan yaraların tedavi
edilmesinden çok daha kolay, ucuz ve hasta için çok daha az zahmetlidir.
Bu vesile ile hastanede yatırdığımız tüm hastalarda
sağladıkları hemşire bakımı ile bası yarası oluşmasını engelleyen tüm hemşire
arkadaşlarıma bir kez daha teşekkür etmek istiyorum.
Hepinize sağlıklı
günler dilerim.
Prof. Dr. Halil İbrahim CANTER
Estetik Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder