Periferik sinirler beynimizin verdiği konutları kaslarımızın yapmasını
sağlayan iletileri taşıyan (motor sinir lifleri) ve duyu organlarımızın tespit
ettiği hisleri beynimize ileten (duyu sinir lifleri) yapılardır. Bu bakımdan
sinirleri vücudumuzdaki telefon kablolarına benzetmek yanlış olmaz. Beyinden
veya omurilikten çıkıp vücuda dağılan sinirler kasların ve kemiklerin
aralarından geçerek ilerler. Bu anatomik seyir boyunca bazı vücut bölgelerinde dar
tünellerden geçer. İşte bu fibroosseöz (kas-kemik arası) tünelde çeşitli
nedenlerle meydana gelen sinir sıkışmalarına tuzak nöropati denmektedir.
Tuzak nöropatilerde yaş, cins, ırk ve sosyo-ekonomik düzey farkı tespit
edilememiştir. Bu sayının 2/3’ü aktif olarak çalışan insanlardır. Yıllık iş
gücü kaybı anlamında önemli bir hastalık grubunu oluştururlar.
Muayenede basıya uğrayan sinir etrafında hassasiyet ve ağrı sık görülür.
Ağrıların geceleri artması ve istirahatte de devamı sıktır. Diyabet, hipotiroid
gibi endokrin hastalıklarda ve romatoid artrite ile birlikte sık görülür.
Sinir sıkışması tanısı esas olarak muayene ve sinir iletim incelemesi (EMG)
ile konur. EMG sinir sıkışmasının yerleşimi kadar süreç hakkında da bilgi veren
yegane yöntemdir. Ehil ellerde yapıldığı takdirde çok yüksek bir doğruluk yüzdesine
sahiptir. Gerekli görülür ise MRI, ultrason ve doppler ultrason gibi ek tetkikler
de istenebilir.
El cerrahisinde en sık görülen tuzak nöropati el
bileğinde median sinirin sıkışmasına bağlı olan Karpal Tünel sendromu ve
dirsekte ulnar sinirin sıkışmasına bağlı Kübital Tünel sendromudur.
Tedavide önleyici ateller ve ilaç tedavileri (ağızdan
alınan vitaminler ve enflamasyonun azaltan
antienflamatuar ilaçlar) denense de cerrahi tedavi seçeneği kalıcı nörolojik
hasarlanma olmadan evvel düşünülmesi gereken önemli ve nihai tedavi seçeneğidir.
Hepinize sağlıklı
günler dilerim.
Prof. Dr. Halil İbrahim CANTER
Estetik Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder